insanbul

Normal Doğum Aşamaları

Normal Doğum Aşamaları

Birçok ailenin en önemli isteklerinin başında çocuk sahibi olmak bulunmaktadır. Son derece heyecan verici ve zorlu bir süreç olan bu durum aynı zamanda anne ve baba adaylarının dikkat etmesi gereken önemli bir dönemdir. Anne adayları hamile kaldığını öğrendikten sonra, çocuklarının ne zaman ve nasıl dünyaya geleceklerini merak etmektedir. Birçok uzman genel anlamda normal doğumu tavsiye ediyor olsa da, bu durum ne yazık ki bazen bu doğrultuda ilerleyemiyor ve sezaryen doğum anne ve bebek için hayat kurtarıcı bir müdahale olarak görülüyor.

Hamilelik dönemi sağlıklı bir şekilde tamamlandıktan sonra gelen doğum anı, kadın bedeninin inanılmaz bir yaradılışa sahip olduğunu kanıtlayacak nitelikteki eşsiz bir olaydır. Doğum süreci her kadın için oldukça özeldir ve kimsenin doğum hikayesi, kimseninkine benzememektedir. Bu nedenle kadınlar başkalarının doğum hikayelerini dinleyerek, kendilerini korkutmamalıdır. Her kadının doğum anı farklı bir şekilde ilerleyebileceği gibi, aynı kişilerin ikinci ya da üçüncü doğumları bile farklılık gösterebilmektedir. Bazı doğum süreçleri bir iki saat içinde kolaylıkla tamamlanırken bazıları saatlerce sürebilmekte hatta normal doğum tamamlanmadan sezaryen doğuma geçilebilmektedir. Yani bu nedenle doğum süreci gerçekleşene kadar doğumun nasıl ilerleyeceği hakkında tam olarak net bir süre verilememektedir. Fakat normal doğumun net kalıplar içinde sınıflandırılan 3 ana evresi bulunmaktadır. Bu sayede anne adayları normal doğum süreçleri hakkında fikir sahibi olarak, kendilerini daha güvenli hissedebilmektedir.

Birinci Doğum Evresi

Genişleme devresi olarak da adlandırılmakta olan bu evre, doğum evresinin başlaması ile rahim ağzının tamamen açılmasına kadar geçmekte olan süreci kapsamaktadır. Başlangıç anında iki milimetre olan rahim ağzı açılması, sürecin sonlarına doğru on santimetreye ulaşmaktadır. Doğum serüveninin en uzun evresi olarak adlandırılan bu süreç, ilk doğumlar için on ya da on iki saat, ikinci doğumlar için ise altı ya da sekiz saat sürebilmektedir. Bu evrenin düzenli ağrılar ile kendini hissettirmeye başladığı anda, hastalara epidural anestezi verilerek, sürecin hızlanması, hastaların ağrı hissinin azalması ve bu evrenin çok daha rahat bir şekilde tamamlanması hedeflenmektedir. Doğumun ilk evresi kendi içinde aktif ve pasif evre olarak ,ki gruba ayrılmaktadır.

Doğumun birinci evresinin en uzun dönemi olan pasif dönem, doğum sancılarının başlangıcından, rahim ağzı açıklığının üç santimetreye kadar ulaşma sürecini kapsamaktadır. Bahsedilmekte olan bu süreç kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Kimi anne bu süreci bir kaç saat içinde tamamlarken, bazı anneler bu süreci bir kaç gün içinde tamamlamaktadır. Anne adaylarının gebeliğin son dönemlerinde herhangi bir farklılık ve olağan dışı durum hissettiklerinde mutlaka bir uzmana başvurması önerilmektedir. Doğum başlangıcında hastaneye gittiniz anda sizlere gebeliğiniz ve hissettiğiniz belirtiler hakkında çeşitli sorular yönlendirilmektedir. Gebelik dönemi sonlarında yapılmış tahlil ve tetkikleri yanınızda bulundurmanız, uzmanların net bir bilgi elde etmelerini sağlayabilmektedir. Daha sonra annelerin nabız, tansiyon ve ateş ölçümü yapıldıktan sonra, bebeğin kalp atışları dinlenecek ve gerekli ultrason kontrolleri yapılmaktadır. Herhangi bir sorun görülmemesi ve doğumun başladığına emin olduktan sonra, doktor ya da ebe, vajinal muayene yaparak, açık durumunuzu ve bebeğin geliş pozisyonunu kontrol ederek, sancı kontrolünüzü takip edecektir. 

Gerekli kontrol ve vajınal muayeneler yapıldıktan sonra açıklık durumunun, üç santimetreyi aşması halinde aktif döneme geçiş yapılmaktadır. Aktif dönem rahim ağzı açıklığının üç santimetreden on santimetreye ulaşması arasındaki geçen süreci kapsamaktadır. Bu dönemde anne adaylarının kasılma ve ağrıları, düzenli bir hal almaya başlar ve neredeyse ortalama on dakika içinde kuvvetli ve etkili üç sancı hissedilir. Bu süreçte anne adaylarının kesinlikle hastane ortamında olması gerekmektedir. Bebeğin doğum kanalında ilerleme durumu ve annenin rahim açılma hızı düzenli olarak NTS ve vajinal muayene ile kontrol edilmelidir.

İkinci Doğum Evresi

Bu süreç rahim ağzının tamamen açılması ve bebeğin doğum sürecinin tamamlanmasına kadar geçen evreyi kaplamaktadır. İkinci doğum evresi, ortalama bir iki saat sürebilmektedir. Bu dönemde annelerin doğumu doğru bir şekilde yönetebilmesi gerekmekte ve doktorlar kadar annelere de büyük bir yük düşmektedir. Anne adaylarının bebeklerine kavuşabilmek için ıkınarak bebeği doğum kanalına itmesi gerekmektedir. Doktorların anneye ıkınmasını söylediği an annelerin derin bir nefes alarak ciğerlerini hava ile doldurması, sonra ise nefesini tutarak ağzı kapalı bir şekilde vücudunu öne doğru bükmesi gerekmektedir. Daha sonra annelerin tüm gücünü toplayarak makata doğru var gücüyle ıkınması gerekmektedir. Hissedilen ağrı boyunca ıkınmak, ağrı kesilince ıkınmayı bırakmak ve gevşemek gerekmektedir. Ikınma süreci boyunca anne adaylarının dışkılaması ve idrar yapması oldukça normal bir durumdur.

Bu nedenle anne adaylarının bu süreçte kendini strese ve sıkıntıya sokmadan, doğru şekilde ıkınması doğumun hızlanmasını sağlayacaktır.   Bebeğin başının aşağı tamamen inmesi ile doğum süreci başlamaktadır. Bebeğin başının görünmesi anında doktor anneden bu anda ıkınmayı kesmesini istemektedir. Bunun nedeni bebeğin çıkma anında ıkınmaların, düzensiz ve istemsiz yırtılmalara neden olabileceğidir. Bebeğin başının vajinadan çıkması ile birlikte uzmanlar bebeğin ağzında bulunan salgıları temizlemekte ve bebeğin baş kısmını hafifçe dışarı çekerek, omuzlarını doğrultarak gövde ve bacakların çıkmasını sağlamaktadır. Ve sağlıklı bir şekilde doğmayı başaran bebeklerin ilk sığlıklarını atmaları ve nefes almaya başlamaları ile birlikte, göbek kordonu bağlanması ve kesilmesi işlemine geçilmektedir.  Bebekler bu andan itibaren çocuk doktorlarına teslim edilir. Bebeğin kalp atışları, boyu, kilosu, rengi, solunumu ve refleksleri kontrol edilip muayene edildikten sonra, annenin yanına verilmektedir.

Üçüncü Doğum Evresi

Üçüncü doğum evresi olarak adlandırılan bu dönem, doğum tamamlandıktan sonra zar ve plesantanın ayrılmasına kadar geçen süreyi kapsamaktadır. Bu süreç oldukça kısa sürmektedir ve çok nadir durumlarda plesantanın ayrılması için bir nebze beklemek gerekmektedir. Plesanta kendi kendine, ayrılma sürecini tamamlayabilmektedir. bu sürecin hızlanması için hafif karın masajşarı yapılabilmekte ya da annenin bebeği emzirmesi önerilmektedir. Bebeğin bu sürede emzirilmesi plesantanın çıkma süresini hızlandırmaktadır. Plesantanın çıkış yapmasından sonra doğum süreci tamamlanmaktadır. Bu süreçten sonra anne bebeği ile kucaklaşabilir ve tamamladığı mucizevi dönemin tadını çıkartmaya başlayabilir.

Normal Doğum Kaçıncı Haftalarda Olabilir?

Doğum anne adayları için son derece mucizevi ve eşsiz bir serüvendir. Anne adayları bu süreçte birçok endişe ve zorluk ile mücadele ederek, minik yavrularını sağlıkla kucaklarına alacakları günü beklemektedir. Doğum zamanını net bir şekilde hesaplayabilmek için son adet tarihinin üzerine 280 gün yani kırk hafta eklemek gerekmektedir. Bu dönemi gün ya da hafta ile hesaplaya ek olarak, doktorların yaptığı ultrason görüntüleri ile de net tahminler ortaya koyulabilmektedir. Normal doğum genel olarak hamilelikte otuz yedinci ve kırk ikinci haftalar arasında gerçekleşmektedir. Otuz yedinci hafta öncesinde gerçekleşen doğumlar erken doğum, kırk ikinci hafta sonrasında tamamlanan doğumlar ise geç doğum olarak adlandırılmaktadır. Doğum başlangıcı bazı belirtiler ile kendini göstermektedir. Doğum belirtileri kimi zaman doğumdan dört hafta öncesinde bile kendini gösterebilmektedir. Bu durumda anne adaylarının mutlaka bir uzmana başvurması gerekmektedir. Uzmanlar doğum süreci hakkında çok daha net bilgiler edinilmesini sağlamaktadır.

Hamile Anneler
Türkiye'nin Bakıcı Platformu
Türkiye genelinde 3 Milyon bakıcı portföyü ve ve 10.000'den fazla bakıcı iş ilanı.